Giriş yap
En son konular
En iyi yollayıcılar
sefakan | ||||
yusufocak | ||||
TurkMasteR | ||||
reis46 | ||||
hakkı kaya | ||||
Osman Aydın | ||||
elhamra2 | ||||
tayfurum_20 | ||||
naci9690 |
Kimler hatta?
Toplam 36 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 36 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 166 kişi Çarş. Ağus. 02, 2017 5:14 pm tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 33 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: rosedrop
Kullanıcılarımız toplam 357 mesaj attılar bunda 336 konu
TARİHTA BUGÜN
Gazete Oku
KitapYurdu.com
TESCİLLİ VATAN HAİNİ
1 sayfadaki 1 sayfası
TESCİLLİ VATAN HAİNİ
Aşağıdaki sözler İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e aittir:
"Kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi
cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri Kürt illerinde
iflas etti... Kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir.
Eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği
ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. Kürt illerinde
referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda
yapabilmelidir..." (Doğu Perinçek, 2000'e Doğru Dergisi, 15 Eylül 1991)
30 bin insanın
katili bölücü terörist Abdullah Öcalan'ın DGM savcıları tarafından İmralı
Cezaevi'nde alınan ifadelerindeki şu sözleri, Perinçek'in kimliğini en iyi
şekilde gözler önüne seriyor:
"Doğu Perinçek'in 1991 yılında kampımıza
geldiği ve benimle görüşmeler yaptığı doğrudur. Doğu Perinçek bana
'siz bu şekilde muvaffak olamazsınız, benim siyasi
yapılanmam içinde yer almanız daha doğru olur' şeklinde telkinlerde
bulunuyordu."
Vatan haini Perinçek, 1991 seçimleri öncesinde çeşitli yerlerde ve televizyonda
yaptığı bu gibi konuşmalarda, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda" suçu işlediği için Ankara 1
No'lu DGM'de hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra doğu ve güneydoğu
illerindeki İşçi Partisi teşkilat binalarına PKK bayrağı ve Abdullah Öcalan'ın
resmini astırmaktan hüküm giyerek bir kez daha hapis yattı...
Henüz birkaç sene öncesine kadar oy uğruna kürtçülükten medet uman, üstüne
üstlük 30 bin kişinin katili bölücü terörist Abdullah Öcalan'a siyasi işbirliği
dahi teklif eden vatan haini Perinçek, tüm bu çabalarına rağmen katıldığı tüm
seçimlerde %0.2 (binde iki)'den yüksek alamayınca, çareyi taktik değiştirmekte
bulup "ulusalcılık" diye adlandırdığı milliyetçilik maskesini takındı ama 3
Kasım seçimlerinde de ancak %0.5 (binde beş) oy kapabildi. 35 yıllık siyasi
hayatı boyunca aldığı en yüksek oy budur; yani Türk Milleti gömlek değiştirir
gibi fikir değiştiren bu ne idüğü belirsiz kişiyi kaale almadığını
göstermektedir.
Dün maocu, kürtçü; bugün ise "ulusalcı"
olan bir kişinin yarın başka birşey olmayacağının garantisi var mı?... Yok...
İleride Türkiye'de şartlar değişirse, başka bir akım yükselişe geçerse,
Perinçek'in oraya transfer olacağını tahmin edebilmek için kâhin olmak
gerekmiyor. Tüm hayatı bu şekilde geçmiş, günün şartlarına göre ideoloji
değiştirmiştir.
Gelelim 12 Eylül öncesine... O dönemde Maocu olan Perinçek'e ait Aydınlık adlı paçavrada resimleri ve
açık kimlikleri teşhir edilmek suretiyle hedef gösterildikleri için, dev-sol ve
dev-yol mensubu kızıl köpekler tarafından şehit edilen subaylarımızı,
polislerimizi ve ülkücü gençlerimizi unutmadık. Perinçek ve yandaşlarının
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcut anayasal düzenini silah zoruyla
değiştirerek komünist rejimi tesis etmek amacıyla oluşturdukları terör
örgütlerini ve bölücü - yıkıcı faaliyetlerde bulunmak için kurdukları siyasi
partileri de unutmadık...
"Cinayete azmettirmek" suçunu yüzlerce kez işleyen Perinçek'in yaptırdığı
katliamlardan bir tanesini örnek vermek istiyoruz:
1980 öncesi dönemde vatan haini Perinçek'e ait Aydınlık adlı paçavrada
"faşistlerin lideri" ve "amerikan 6. filosunun İstanbul'a geldiği zaman yaşanan
olayların sorumlusu" şeklinde hedef gösterilen Türkçü gazeteci-yazar
İlhan Darendelioğlu'nun Adalet Partisi
milletvekili olduğu dönemde, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan adlı
teröristlerin idam dosyalarının meclis onayına sunulduğu gün T.B.M.M. kürsüsünde
yaptığı konuşma esnasında sarfettiği "Bugün burada karara bağlayacağımız konu,
elini kana bulamış, hıyaneti ve mutasavver cinayeti tespit edilmiş üç komünist
anarşist hakkındaki idam cezasının uygulanması, bir formalitenin yerine
getirilmesidir..." şeklindeki sözleri yıllar boyunca Aydınlık adlı paçavrada
kasıtlı olarak sık sık yayınlanmıştır. Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği Genel
Başkanı, 37 yıl boyunca kesintisiz yayınlanan aylık Türkçü dergi Toprak'ın
sahibi, Ortadoğu Gazetesi'nin başyazarı ve "Türkiye'de Milliyetçilik
Hareketleri", "Türk Milliyetçiliği Tarihinde Büyük Kavga", "Nazım Hikmet Vatan
Şairi mi, Vatan Haini mi?", "Türkiye'de Komünizm Hareketleri" gibi eserleriyle
Türk gençliğine ışık tutan yiğit Türk evladı İlhan Darendelioğlu'nun 1979
yılında komünist katiller tarafından şehit edilmesinin başlıca sebebi, Aydınlık
adlı paçavrada yapılan yayınlar suretiyle hedef gösterilmesidir...
Buna benzer yüzlerce örnek vermek mümkündür...
Yukarıda saydığımız tüm bu icraatların sahibi Perinçek, günümüzün en hızlı
milliyetçilerinden (!) biri haline geldi. Henüz birkaç sene önce parti
teşkilatlarının binalarına PKK bayrağı astırdığı için cezaevinde yatan bu
tescilli vatan hainini, bugün elinde Türk bayrağı, dilinde "ulusalcı" söylemler
ile her ortamda sıkça görmekteyiz. Sadece Perinçek'i görsek gene iyi; beş - altı
sene öncesine kadar marksizmi savunduğu halde birdenbire Türkçü kesilen kerameti
kendinden menkul "Türk aynştaynları", MHP'den çeşitli sebeplerle dışlanan
yanardönerler ve kendi ideolojilerinin çöktüğünü görünce milliyetçilik
mefkuresini iyice sulandırıp yumuşatılmış sol ile sentezlemek suretiyle icad
ettikleri "ulusal solculuk" fikrini piyasaya sürerek "Türkçülük" adı altında
pazarlamaya çalışan bilumum sahte Türkçü takımının Aydınlık adlı paçavrada
toplandığını görüyoruz. Bu kişiler Perinçek'in kim olduğunu, geçmişteki
icraatlarını ve bugünkü amacını bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Bildikleri
halde Perinçek gibi tescilli bir vatan haini ile işbirliği içerisine
girmelerinin sebebi nedir? Cevabı çok basit: Doğru düzgün bir lidere sahip
olmadığı için lider arayışı içerisine giren milliyetçi kesimi kendi eksenlerine
çekerek sandıktaki oy haline dönüştürebilmek...
Nitekim Perinçek'in dört koldan
birden milliyetçi gençlere çengel attığını görmekteyiz. Konuya hakim
arkadaşlarımız, İşçi Partisi teşkilatlarında "Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç
olur!" sloganlarının atılmaya başladığını söylüyorlar. Bu sözün sahibi büyük
Türkçü Nihâl Atsız eğer bugün yaşasaydı, Perinçek'in suratına tükürmeye bile
tenezzül etmezdi ama 20'li yaşlardaki gençlerimiz bu sahte söylemlere kolayca
kanıyorlar. Okumuyorlar, araştırmıyorlar; bugün elinde Türk Bayrağı ile Kıbrıs
mitinglerinde vatanseverlik gösterileri yapan bu sahtekarların beş sene önce
kimlerle ne yaptığını öğrenme ihtiyacı hissetmiyorlar. Bir kısmı ise neyin ne
olduğunu bildiği halde maalesef hiç aldırış etmiyor, "dün dündür, bugün
bugündür" mantığıyla hareket ederek Perinçek'e hoş gözle bakıyor.
Hülasa, Aydınlıkçı takımı milliyetçilerin arasına fena sızmıştır, kirli bir oyun
oynanmaktadır... Bu acizane satırları okuyan genç kardeşlerimize tek bir
tavsiyemiz olur: Perinçek'e hiçbir şekilde inanmayın, güvenmeyin. Onunla
birlikte hareket edenlere de güvenmeyin... 1960'lı yıllardan bu yana önce sol terör, sonra da
PKK terörüne şehit verdiğimiz binlerce Türk evladını unutmayın. Tescilli vatan
haini Perinçek, tüm bu olayların içerisinde doğrudan veya dolaylı bir şekilde
yer almıştır. Bunu sakın unutmayın...
18 Aralık 2002
"Kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi
cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri Kürt illerinde
iflas etti... Kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir.
Eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği
ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. Kürt illerinde
referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda
yapabilmelidir..." (Doğu Perinçek, 2000'e Doğru Dergisi, 15 Eylül 1991)
30 bin insanın
katili bölücü terörist Abdullah Öcalan'ın DGM savcıları tarafından İmralı
Cezaevi'nde alınan ifadelerindeki şu sözleri, Perinçek'in kimliğini en iyi
şekilde gözler önüne seriyor:
"Doğu Perinçek'in 1991 yılında kampımıza
geldiği ve benimle görüşmeler yaptığı doğrudur. Doğu Perinçek bana
'siz bu şekilde muvaffak olamazsınız, benim siyasi
yapılanmam içinde yer almanız daha doğru olur' şeklinde telkinlerde
bulunuyordu."
Vatan haini Perinçek, 1991 seçimleri öncesinde çeşitli yerlerde ve televizyonda
yaptığı bu gibi konuşmalarda, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda" suçu işlediği için Ankara 1
No'lu DGM'de hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra doğu ve güneydoğu
illerindeki İşçi Partisi teşkilat binalarına PKK bayrağı ve Abdullah Öcalan'ın
resmini astırmaktan hüküm giyerek bir kez daha hapis yattı...
Henüz birkaç sene öncesine kadar oy uğruna kürtçülükten medet uman, üstüne
üstlük 30 bin kişinin katili bölücü terörist Abdullah Öcalan'a siyasi işbirliği
dahi teklif eden vatan haini Perinçek, tüm bu çabalarına rağmen katıldığı tüm
seçimlerde %0.2 (binde iki)'den yüksek alamayınca, çareyi taktik değiştirmekte
bulup "ulusalcılık" diye adlandırdığı milliyetçilik maskesini takındı ama 3
Kasım seçimlerinde de ancak %0.5 (binde beş) oy kapabildi. 35 yıllık siyasi
hayatı boyunca aldığı en yüksek oy budur; yani Türk Milleti gömlek değiştirir
gibi fikir değiştiren bu ne idüğü belirsiz kişiyi kaale almadığını
göstermektedir.
Dün maocu, kürtçü; bugün ise "ulusalcı"
olan bir kişinin yarın başka birşey olmayacağının garantisi var mı?... Yok...
İleride Türkiye'de şartlar değişirse, başka bir akım yükselişe geçerse,
Perinçek'in oraya transfer olacağını tahmin edebilmek için kâhin olmak
gerekmiyor. Tüm hayatı bu şekilde geçmiş, günün şartlarına göre ideoloji
değiştirmiştir.
Gelelim 12 Eylül öncesine... O dönemde Maocu olan Perinçek'e ait Aydınlık adlı paçavrada resimleri ve
açık kimlikleri teşhir edilmek suretiyle hedef gösterildikleri için, dev-sol ve
dev-yol mensubu kızıl köpekler tarafından şehit edilen subaylarımızı,
polislerimizi ve ülkücü gençlerimizi unutmadık. Perinçek ve yandaşlarının
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcut anayasal düzenini silah zoruyla
değiştirerek komünist rejimi tesis etmek amacıyla oluşturdukları terör
örgütlerini ve bölücü - yıkıcı faaliyetlerde bulunmak için kurdukları siyasi
partileri de unutmadık...
"Cinayete azmettirmek" suçunu yüzlerce kez işleyen Perinçek'in yaptırdığı
katliamlardan bir tanesini örnek vermek istiyoruz:
1980 öncesi dönemde vatan haini Perinçek'e ait Aydınlık adlı paçavrada
"faşistlerin lideri" ve "amerikan 6. filosunun İstanbul'a geldiği zaman yaşanan
olayların sorumlusu" şeklinde hedef gösterilen Türkçü gazeteci-yazar
İlhan Darendelioğlu'nun Adalet Partisi
milletvekili olduğu dönemde, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan adlı
teröristlerin idam dosyalarının meclis onayına sunulduğu gün T.B.M.M. kürsüsünde
yaptığı konuşma esnasında sarfettiği "Bugün burada karara bağlayacağımız konu,
elini kana bulamış, hıyaneti ve mutasavver cinayeti tespit edilmiş üç komünist
anarşist hakkındaki idam cezasının uygulanması, bir formalitenin yerine
getirilmesidir..." şeklindeki sözleri yıllar boyunca Aydınlık adlı paçavrada
kasıtlı olarak sık sık yayınlanmıştır. Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği Genel
Başkanı, 37 yıl boyunca kesintisiz yayınlanan aylık Türkçü dergi Toprak'ın
sahibi, Ortadoğu Gazetesi'nin başyazarı ve "Türkiye'de Milliyetçilik
Hareketleri", "Türk Milliyetçiliği Tarihinde Büyük Kavga", "Nazım Hikmet Vatan
Şairi mi, Vatan Haini mi?", "Türkiye'de Komünizm Hareketleri" gibi eserleriyle
Türk gençliğine ışık tutan yiğit Türk evladı İlhan Darendelioğlu'nun 1979
yılında komünist katiller tarafından şehit edilmesinin başlıca sebebi, Aydınlık
adlı paçavrada yapılan yayınlar suretiyle hedef gösterilmesidir...
Buna benzer yüzlerce örnek vermek mümkündür...
Yukarıda saydığımız tüm bu icraatların sahibi Perinçek, günümüzün en hızlı
milliyetçilerinden (!) biri haline geldi. Henüz birkaç sene önce parti
teşkilatlarının binalarına PKK bayrağı astırdığı için cezaevinde yatan bu
tescilli vatan hainini, bugün elinde Türk bayrağı, dilinde "ulusalcı" söylemler
ile her ortamda sıkça görmekteyiz. Sadece Perinçek'i görsek gene iyi; beş - altı
sene öncesine kadar marksizmi savunduğu halde birdenbire Türkçü kesilen kerameti
kendinden menkul "Türk aynştaynları", MHP'den çeşitli sebeplerle dışlanan
yanardönerler ve kendi ideolojilerinin çöktüğünü görünce milliyetçilik
mefkuresini iyice sulandırıp yumuşatılmış sol ile sentezlemek suretiyle icad
ettikleri "ulusal solculuk" fikrini piyasaya sürerek "Türkçülük" adı altında
pazarlamaya çalışan bilumum sahte Türkçü takımının Aydınlık adlı paçavrada
toplandığını görüyoruz. Bu kişiler Perinçek'in kim olduğunu, geçmişteki
icraatlarını ve bugünkü amacını bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Bildikleri
halde Perinçek gibi tescilli bir vatan haini ile işbirliği içerisine
girmelerinin sebebi nedir? Cevabı çok basit: Doğru düzgün bir lidere sahip
olmadığı için lider arayışı içerisine giren milliyetçi kesimi kendi eksenlerine
çekerek sandıktaki oy haline dönüştürebilmek...
Nitekim Perinçek'in dört koldan
birden milliyetçi gençlere çengel attığını görmekteyiz. Konuya hakim
arkadaşlarımız, İşçi Partisi teşkilatlarında "Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç
olur!" sloganlarının atılmaya başladığını söylüyorlar. Bu sözün sahibi büyük
Türkçü Nihâl Atsız eğer bugün yaşasaydı, Perinçek'in suratına tükürmeye bile
tenezzül etmezdi ama 20'li yaşlardaki gençlerimiz bu sahte söylemlere kolayca
kanıyorlar. Okumuyorlar, araştırmıyorlar; bugün elinde Türk Bayrağı ile Kıbrıs
mitinglerinde vatanseverlik gösterileri yapan bu sahtekarların beş sene önce
kimlerle ne yaptığını öğrenme ihtiyacı hissetmiyorlar. Bir kısmı ise neyin ne
olduğunu bildiği halde maalesef hiç aldırış etmiyor, "dün dündür, bugün
bugündür" mantığıyla hareket ederek Perinçek'e hoş gözle bakıyor.
Hülasa, Aydınlıkçı takımı milliyetçilerin arasına fena sızmıştır, kirli bir oyun
oynanmaktadır... Bu acizane satırları okuyan genç kardeşlerimize tek bir
tavsiyemiz olur: Perinçek'e hiçbir şekilde inanmayın, güvenmeyin. Onunla
birlikte hareket edenlere de güvenmeyin... 1960'lı yıllardan bu yana önce sol terör, sonra da
PKK terörüne şehit verdiğimiz binlerce Türk evladını unutmayın. Tescilli vatan
haini Perinçek, tüm bu olayların içerisinde doğrudan veya dolaylı bir şekilde
yer almıştır. Bunu sakın unutmayın...
18 Aralık 2002
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cuma Ocak 04, 2013 10:45 pm tarafından naci9690
» Ahmet Şafak FuLL ALbümLeri
Salı Ara. 04, 2012 4:10 pm tarafından tayfurum_20
» BOZKURT İŞARETİNİN MUHTEVASI
Paz Ara. 28, 2008 8:13 pm tarafından elhamra2
» Bahçeli'den Gül'e gaflet uyarısı
Ptsi Eyl. 01, 2008 4:12 pm tarafından sefakan
» Ali Kınık - FuLL aLbümLeri
Ptsi Eyl. 01, 2008 11:03 am tarafından sefakan
» Ramazan'da nelere dikkat etmeliyiz?
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:25 am tarafından sefakan
» Oruç ve Ramazan'ın manası
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:23 am tarafından sefakan
» Haydi çocuklar teravih namazına!
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:03 am tarafından sefakan
» İslam dünyasında Ramazan sevinci
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:02 am tarafından sefakan
» Ramazan öncesi gelen hidayet
Ptsi Eyl. 01, 2008 9:58 am tarafından sefakan