Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
MENÜ
https://2img.net/r/ihimizer/img530/2106/anasayfahf5.gif
https://2img.net/r/ihimizer/img78/3610/forumcc8.gif
https://2img.net/r/ihimizer/img78/2454/genelmerkezha9.gif
https://2img.net/r/ihimizer/img133/9057/mhpgenelmerkezqr4.gif
https://2img.net/r/ihimizer/img401/3702/ortdougazetesiof0.gif
https://2img.net/r/ihimizer/img227/7619/atatvxc1.gif



Giriş yap

Şifremi unuttum

En son konular
» Asik Sefai & 7 ALbum indir
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyCuma Ocak 04, 2013 10:45 pm tarafından naci9690

» Ahmet Şafak FuLL ALbümLeri
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptySalı Ara. 04, 2012 4:10 pm tarafından tayfurum_20

» BOZKURT İŞARETİNİN MUHTEVASI
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPaz Ara. 28, 2008 8:13 pm tarafından elhamra2

» Bahçeli'den Gül'e gaflet uyarısı
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 4:12 pm tarafından sefakan

» Ali Kınık - FuLL aLbümLeri
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 11:03 am tarafından sefakan

» Ramazan'da nelere dikkat etmeliyiz?
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 10:25 am tarafından sefakan

» Oruç ve Ramazan'ın manası
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 10:23 am tarafından sefakan

» Haydi çocuklar teravih namazına!
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 10:03 am tarafından sefakan

» İslam dünyasında Ramazan sevinci
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 10:02 am tarafından sefakan

» Ramazan öncesi gelen hidayet
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! EmptyPtsi Eyl. 01, 2008 9:58 am tarafından sefakan

Kimler hatta?
Toplam 13 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 13 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 166 kişi Çarş. Ağus. 02, 2017 5:14 pm tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 33 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: rosedrop

Kullanıcılarımız toplam 357 mesaj attılar bunda 336 konu
TARİHTA BUGÜN
Radyo Ülkümüz

Gazete Oku
KitapYurdu.com
Duyurular
https://2img.net/r/ihimizer/img257/8086/duyuruag6.jpg
BAŞBUĞUMUZ
https://2img.net/r/ihimizer/img411/8622/basbugcs7.jpg
MHP GENEL MERKEZ
https://2img.net/r/ihimizer/img410/1904/liderph9.jpg
GENEL MERKEZ
https://2img.net/r/ihimizer/img172/54/harunozturkwm8.jpg
ÖCALAN VE PKK GERÇEĞİ
https://2img.net/r/ihimizer/img187/6249/apo2pw6.jpg

Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı !

Aşağa gitmek

Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! Empty Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı !

Mesaj tarafından sefakan Salı Ağus. 26, 2008 6:19 pm

Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı !
MHP Genel Merkezinde basın mensuplarının
karşına çıkan Devlet Bahçeli geçen yılın yasama yılını deeğrlendirdi ve
Ak Parti nin kapatılmamasını yorumladı
Devlet Bahçeliden Basın Toplantısı ! Basintoplanti_1


MHP
Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Devlet Bahçeli,
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlarla Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin görev yetkilerine müdahale ettiğini söyledi. Bahçeli
Anayasa Mahkemesi'nin görev yetkilerinin kısıtlanmasını önerdi.

Anayasa
Mahkemesi'nin türban düzenlemesi kararını ve AK Parti'ye açılana
kapatma davasının sonucu değerlendiren Bahçeli, türban karının veto
edilmesini şu sözlerle eleştirdi: "Yüce Mahkemenin milli iradenin
tecelli ettiği yegâne merci olan Meclis’in iradesini hiçe sayarak
Anayasa’da belirlenen çerçevenin dışına çıkıp yasama yetkisini
sınırlandırması, demokratik parlamenter rejim açısından savunulabilir
ve kabul edilebilir bir durum değildir."

AK Parti için açılan
kapatma davası sonucunda AK Parti'nin kaaptılmadığı ama
cezalandırıldığını söyleyen Bahçeli, "İktidardaki bir partinin böyle
bir cezaya çarptırılması ve bu suretle siyasi ehliyet ve meşruiyetinin
şaibeli hale gelmesi, normal ve sürdürülebilir bir durum olarak
görülemeyecektir." şeklinde konuştu...

Bahçeli konuşmasından satır başları şöyle:



Yüce Meclis’in ikinci yasama yılında siyasi gündemi belirleyen başlıca
gelişmeler Anayasa Mahkemesi’ndeki dava süreçleri olmuştur.

• Bu
zor ve sancılı süreçte; Hukukla milli irade çatıştırılmış, siyaset
kurumu ile Anayasal yargı karşı karşıya getirilmiş, Anayasa
Mahkemesi’nin meşruiyeti ve kararlarının hukukiliği sorgulanmış,
anayasal kurumlar arasında yetki tartışması yaşanmış ve bu kavga
ortamında başta siyaset kurumu olmak üzere bütün kurumlar yara almıştır.


Üniversitelerde kılık-kıyafet sorunu ve AKP’nin kapatılması davalarının
sonuçlanması ve Meclis’in tatile girmesiyle siyasi tansiyon düşmüş ve
nisbi bir sükunetin hüküm sürdüğü bir bekleme dönemine girilmiştir.


Anayasal yargı süreçlerinin sona ermesiyle, ağır bir rejim krizine
dönüşebilecek siyasi bunalım geride bırakılmış olmakla birlikte,
normalleşme dönemine geçildiğini söylemek de güçtür.

• Başörtüsü
ve AKP’nin kapatma davalarında Anayasa Mahkemesi’nin beklenen gerekçeli
kararlarının çok ciddi siyasi ve hukuki etkileri ve sonuçları olacağı
bir gerçektir.

• Yüce Mahkemenin gerekçeli kararlarının
niteliğine ve içeriğine bağlı olarak, siyasetin alanının daralması ve
Parlamento’nun yetkilerine ilişkin olarak sınırlı bir çerçeve çizilmesi
durumunun ortaya çıkması ciddi bir ihtimal olarak karşımızdadır.


Türk demokrasisi ve Parlamenter sistem, bu anlamda, bir dizi soru
işaretinin gölgelediği ve belirsizliğin hüküm sürdüğü bir
“alacakaranlık dönemine” girme riskine maruzdur.

• Meclis’in
tatile girdiği bu nisbi sükunet ortamında, bu konularda doğru tespit ve
teşhislere dayalı gerçekçi ve soğukkanlı bir değerlendirme yapılması ve
önümüzdeki sürece fikri bakımdan hazırlıklı olunması büyük önem
taşımaktadır.

• Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü konusunda 5
Haziran 2008 tarihinde aldığı Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde
yapılan değişiklikleri iptal kararının gerekçesi bugüne kadar
açıklanmamıştır.
Bu kararın hukuki sonuçları ve siyasi yansımaları gerekçeli kararla açıklık kazanacaktır.


Hukuki olmaktan ziyade siyasi düşünce ve saiklere dayanan bu iptal
kararı yasama organının görev ve yetki alanına müdahale olarak görülmüş
ve yetki aşımı ve yasama organının iradesini engelleyen fonksiyon gaspı
tartışmalarına yol açmıştır.

• Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
yasama yetkisi, Anayasa’nın açıkça belirlediği sınırlar dışında genel,
mutlak ve münhasır bir yetkidir.

• Anayasa Mahkemesi’nin 10. ve
42. maddeleri iptal ederken TBMM’nin bu alandaki yetkisinin kısıtlanmış
olduğu sonucuna hangi hukuki değerlendirmeyle vardığı ve bunun
dayanakları, gerekçeli karardan anlaşılacaktır.

• Yüce
Mahkemenin milli iradenin tecelli ettiği yegâne merci olan Meclis’in
iradesini hiçe sayarak Anayasa’da belirlenen çerçevenin dışına çıkıp
yasama yetkisini sınırlandırması, demokratik parlamenter rejim
açısından savunulabilir ve kabul edilebilir bir durum değildir.


Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu konudaki tavrı 10 Haziran 2008
tarihli TBMM Grup toplantımızda bütün açıklığıyla ortaya konulmuştur.


Bu çerçevede, Meclis’in hukukunun korunması ve yetkilerine sahip
çıkılması için yapılması gereken makul ve meşruiyet sınırları içinde
kalacak düzenlemeleri iyi niyetle değerlendirmeye hazır olduğumuz
kamuoyuna açıklanmıştır.

• Bu düzenlemelerde, büyük Meclis çoğunluğu nedeniyle sayısal anlamda belirleyici olacak parti AKP’dir.
Ancak,
Başbakan Erdoğan bu konudaki çağrımızı bugüne kadar karşılıksız
bırakmış ve Parlamentonun hukukuna sahip çıkması konusunda ne
düşündüğünü somut olarak ortaya koyamamıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda bugün de aynı noktada durmaktadır.


Önümüzdeki dönemde siyasetin hareket alanını etkileyecek ikinci unsur,
AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın sonuçları olacaktır.

Anayasa Mahkemesi 30 Temmuz 2008 tarihinde kamuoyuna açıklanan
kararıyla; AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğuna 10’a 1
gibi büyük bir çoğunlukla hükmetmiş, Ancak parti kapatma için gerekli
nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığından hazine yardımından mahrumiyet
cezası vermiştir.

• Milliyetçi Hareket Partisi Anayasal yargı
sürecinin AKP’nin kapatılmamasıyla sonuçlanmasından demokrasi ve
rejimin geleceği açısından memnuniyet duymuştur.

• AKP’nin
kapatılmaması, MHP’nin koalisyon ortağı olduğu 57. Hükümet döneminde 3
Ekim 2001 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği sayesinde olmuştur.


Bu dönemde yapılan değişikliklerle parti kapatma için odak olma katı
esaslara bağlanmış, nitelikli çoğunlukla karar alma şartı getirilmiş ve
parti kapatma yerine hazine yardımının kesilmesi alternatif bir
yaptırım olarak düzenlenmiştir.

• 2002 yılından bu yana büyük
bir Meclis çoğunluyla tek başına iktidarda olan AKP’nin, şimdi şikâyet
ettiği parti kapatma konusunda altı yıldır hiçbir adım atmamış
olmasının, demokrasi ve milli iradeye sahip çıkma açısından ifade
ettiği samimiyetsizlik derecesini Türk milletinin takdirine bırakmak
isterim.

• Yüce Mahkeme’nin AKP davası kararı hakkında bugüne
kadar farklı değerlendirmek yapılmış ve kararın niteliği ve sonuçları
konusunda herkes kendi bakışı açısından yorumlarda bulunmuştur.


Mahkemenin sadece geçmişi değil, bundan daha önemli olarak siyasetin
geleceğini ilgilendiren bu kararının, siyaset kurumunun ve
Parlamento’nun hareket alanı üzerinde çok ciddi sonuçlar doğurması
muhtemeldir.

• Bu bakımdan önümüzdeki dönemde siyaset kurumunu
karşısına çıkabilecek tablonun iyi anlaşılması için, Yüce Mahkemenin bu
kararının doğru okunması ve doğuracağı hukuki ve siyasi sonuçların
doğru değerlendirilmesi mutlak bir zorunluluktur.

• Anayasa
Mahkemesi; AKP ile ilgili olarak ilk önce suç tespitinde bulunmuş,
Anayasa’nın yasakladığı faaliyetlerinin odağı haline geldiğine
hükmetmiş ve bu suç için Anayasa’da öngörülen bir ceza yaptırımı
uygulayarak partiyi mahkûm etmiştir.

• Anayasa’da belirlenen
siyasi partilerin uyacakları esaslara aykırı hareket ettiği mahkeme
kararıyla tescil edilen AKP’ye verilen ceza, bu bakımdan basit ve
sıradan bir ihtar cezası değil, mahkûmiyet cezasıdır.

• Daha
ağır yaptırım olan parti kapatma yerine, diğer bir cezai yaptırım olan
hazine yardımından mahrumiyet cezasına çarpıtılması, kararın özü ve
esasının Anayasa’ya aykırı faaliyetlerden mahkûmiyet olduğu gerçeğini
değiştirmeyecektir.

• AKP’nin bu şekilde suç tespitiyle mahkûm
olması vahim bir durumdur. Mahkeme bu tespiti yapmakla AKP’yi daimi
Anayasa gözetimi ve denetimi altına almış ve vundan sonraki
faaliyetlerini izleyecek hukuki bir kontrol mekanizması tesis etmiştir.


Yüce Mahkemenin bu kararının henüz açıklanmayan gerekçesi, durumunun
bütün yönleriyle anlaşılabilmesi bakımından hayati önem taşımaktadır.


İddianamedeki hangi delilleri odak olma tespitinde geçerli sayıldığı
gerekçeli kararla anlaşılacak ve bunlar AKP için önümüzdeki dönemde
aşılamayacak kırmızıçizgiler ve davranış kodları olacaktır.


Gerekçede yer alacak tespit ve yorumların AKP’nin ötesinde siyaset
alanının sınırları üzerinde kısıtlayıcı etkiler yaratması ve siyasi
partilerin hareket sahasını daraltıcı sonuçlar doğurması da ihtimal
dışı sayılamayacaktır.

• Böyle bir durumda, Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin Anayasa’dan kaynaklanan görev, yetki ve
sorumlulukları yeni bir çerçeveye oturtulmuş ve bu konularda Yüce
Meclis için yasak alanlar belirlenmiş olacaktır.

• Bu nedenlerle
Anayasa Mahkemelerinin gerekçeli kararı sadece AKP’yi değil, topyekün
siyaset kurumunu ve TBMM’ni de yakından ilgilendirmektedir.


İktidardaki bir partinin böyle bir cezaya çarptırılması ve bu suretle
siyasi ehliyet ve meşruiyetinin şaibeli hale gelmesi, normal ve
sürdürülebilir bir durum olarak görülemeyecektir.

• Türkiye’nin,
devletin temel ilkelerine aykırı faaliyetlerinin odağı olduğu mahkeme
kararıyla tespit ve tescil edilmiş bir partinin hükümeti tarafından
yönetilmesi, demokratik rejimlerde doğal sayılan ve pek rastlanılan bir
durum değildir.

• İktidar partisinin böyle bir mahkûmiyet
sonrası sürekli kapatılma tehlikesi altında görevini sürdürmesi siyasi
istikrar açısından ciddi bir risktir.

• Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin kaynağını Anayasa’dan alan görev, yetki ve fonksiyonlarının
mahkeme kararıyla sınırlandırılması, bunlar üzerinde ipotek ve rehin
tesisi anlamına gelecek kısıtlamalara tabi tutulması, kuvvetler
ayrıldığı ilkesini zedeleyecek, toplumsal ve siyasi tıkanıklara yol
açacaktır. Böyle bir tablo, başlı başına bir istikrarsızlık
tablosudur. Bu nedenle Türkiye, Anayasa yargısı süreçleri sona erse
de, yaşanan son bunalımdan normalleşme sürecine geçememiş, yeni
gerginlikler üretmeye müsait bir alacakaranlık dönemine girmiştir. Bu
durum karşısında siyaset kurumunun kayıtsız kalması düşünülemeyecektir.


Başta AKP olmak üzere herkes yaşanan bu süreçten gerekli dersleri
çıkarmak ve demokratik rejimin geleceğini her düşüncenin üstünde tutan
bir bakış açısı geliştirmek durumundadır.

• Siyasi partilerin
demokrasi ortak paydasında buluşarak bu konuda siyasi bir tavır
sergilemeleri, kendi varlık nedenlerinin bir gereği olarak görülmelidir.


Anayasa Mahkemesi’nin AKP kararı sonrası her kesim yeni bir dönem
başlaması temennisini dile getirmiş ve bu konuda açık çağrılarda
bulunmuştur.

• Çok geniş bir tabanı olan bu yöndeki
beklentilerinin hayata geçirilmesinin şartlarını hazırlamak için, ilk
önce yeni dönem ve yeni sayfa beklentilerinin somut içeriğine açıklık
kazandırmak gerekmektedir.

• Milliyetçi Hareket Partisi’nin
siyasette yeni dönem temennisini Anayasal yargı süreçleri devam ederken
ilk önce dile getiren parti olduğu hatırlanacaktır


ÜLKÜCÜ HABER

sefakan
sefakan
Admin
Admin

Erkek Mesaj Sayısı : 291
Yaş : 35
Nerden : kahramanmaraş
Kayıt tarihi : 14/04/08

http://www.sefakan.tr.cx

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz