Giriş yap
En son konular
En iyi yollayıcılar
sefakan | ||||
yusufocak | ||||
TurkMasteR | ||||
reis46 | ||||
hakkı kaya | ||||
Osman Aydın | ||||
elhamra2 | ||||
tayfurum_20 | ||||
naci9690 |
Kimler hatta?
Toplam 39 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 39 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 166 kişi Çarş. Ağus. 02, 2017 5:14 pm tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 33 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: rosedrop
Kullanıcılarımız toplam 357 mesaj attılar bunda 336 konu
TARİHTA BUGÜN
Gazete Oku
KitapYurdu.com
Endüstricilik ve Teknikçilik
1 sayfadaki 1 sayfası
Endüstricilik ve Teknikçilik
Endüstricilik ve
Teknikçilik
Bugün dünya atom, nükleer ve uzay çağına girmiş
bulunmaktadır. İnsanlığın hayatında endüstri, makine ve önemli yeri almış
bulunmaktadır. Türk milletinin 300 yıla varan bir dönem içinde uğramış olduğu
yenilgiler ve karşılaşmış olduğu felâketler, acılar, gelişen makine gücünün
endüstri gücünün karşısında Türk milletinin kol gücüyle, hayvan gücüyle yalın
bir durumda kalmış olmasıdır. Bugün bir toplumun güçlü alması her şeyden önce
modern sanayi kuruluşu olmasına, teknikte ve endüstride en yüksek seviyeye
çıkmış bulunmasına bağlıdır. Yıllarca memleketimizde birtakım tartışmalar
olmuştur. Türkiye bir ziraat memleketi mi olmalıdır, ziraatını mı
geliştirmelidir, sanayileşmeye fazla yönelmemeli midir, yönelmeli midir? Gibi
tartışmalar ortaya atılmıştır. Modern bir toplum olmak, güçlü bir devlet, millet
hâline gelmek için Türkiye'nin en kısa zamanda dünyanın en ileri endüstri ülkesi
hâline gelmesi gerekmektedir.
Bu tarımın ihmal edileceği, tarımın terk edileceği
anlamına gelmez. Türk milleti endüstri sahibi bir toplum olmakla beraber
tarımını da modernleştirerek, tarıma da aynı derecede önem verecek ve modern bir
tarım kuracaktır. Esasen modern bir tarım kurmak da endüstrisiz mümkün değildir.
Bunun için; Türkiye tarıma yönelmelidir, bir tarım ülkesidir. Tarım üzerinde
çalışmalarını yoğunlaştırması daha doğru olur. Endüstri yönünden de tarımla
ilgili hafif endüstri kurmakla yetinmelidir, görüşü doğru bir görüş değildir.
Türkiye ağır endüstriye dayanan ve her çeşit fabrikaları, modern aletleri,
makineleri yapabilecek kapasitede bir endüstri sahibi olmak zorundadır. Bunun
için millî doktrin Dokuz Işık'ın içerisine ilimcilik ilkesi bulunmakla beraber
ayrıca bir endüstricilik, teknikçilik ilkesi de konulmuştur. Yaşadığımız çağ
teknik çağıdır. Bugün insanlar artık uzaya gitmektedirler, Ay’ı ziyaret
etmektedirler. Yarın diğer yıldızlara da gitmeleri şüphesiz mümkün olacaktır.
İleri milletlerin bu derecede teknik alanda, endüstri alanında atılım yaptıkları
bir çağda Türkiye'nin endüstri ve tekniği ihmal etmesi düşünülemez. Türkiye'nin
300 yıllık geçirdiğimiz son dönem içerisinde bir türlü kalkınamamış olmasının
önemli bir sebebi, ağır endüstriye ve teknikçiliğe gerekli önemi vermemiş
olmamız, bir an önce bunu Türkiye'de kurmak, geliştirmek için kuvvet
yoğunlaştırması, gayret yoğunlaştırması yapmamış olmamızdır. Türkiye ile ileri
milletler, ileri devletler arasındaki geri kalmışlık mesafesi 300 yıldır
küçülmemiştir, aksine büyümüştür. Bundan 100 sene önceki Türkiye ile 100 sene
önceki ileri Avrupa ülkesi İngiltere, Almanya veya Fransa arasındaki geri
kalmışlık mesafesi geçirdiğimiz 100 yıl içinde kapanmak şöyle dursun aksine
olarak daha büyümüştür. Bugün ileri milletler artık füzelerle uzaya çıkabilme
imkânını elde etmişlerdir. Türkiye ise hâlâ elektrik çağına girmek için
uğraşmaktadır.
İşte bütün bunları dikkate alarak Türk milletinin bir an
önce refaha kavuşması, mutlu olması ve her tehlikeye karşı kendi gücüyle ayakta
durabilecek bir hâle gelebilmesi için Türkiye'yi büyük bir seferberlik yaparak
en kısa zamanda en ileri bir endüstriye sahip kılmak ve teknikte en ileri bir
toplum haline getirmek başlıca amacımızı teşkil
etmektedir.
Bugün dünya atom ve füze çağından içeriye girmiştir.
Artık buhar çağı geride kalmıştır. Elektrik çağı da arkada kalmak üzeredir.
İnsanlık yeni bir çağa giriyor. Bu çağ atom ve füze çağıdır. Bu ne ile mümkün
olabilir? Teknikle mümkün olur ve bir de milletlerin endüstri sahibi, ağır
endüstri sahibi olmalarıyla mümkün olur. Endüstri de yine neye dayanır? Tekniğe
dayanır. O hâlde teknik sahada en ileriye gitmek, yükselmek ve büyük endüstri
sahibi olmak, kalkınmamız için, kurtuluşumuz için temel ilkelerimizden bir
diğeridir. Ana ilkelerimizi bu şekilde özetlediğimi zannediyorum. TÜRK MİLLETİNE
yararlı olabilmek için bu ilkelerin uygulanmasında YÜCE ALLAH’TAN bize güç ve
imkân vermesini dilerim.
Ancak bunu yaparken geçmişimize karşı hakaret ve onunla
olan bağlantıyı kesmeyi asla düşünmüyoruz. Çünkü millet devamlı olarak bir
akıştır. Onun hayatının herhangi bir yerden kesip, evvelkini silip çıkarmağa
imkân yoktur. Onun için gelişmecilikte devamlılığı esas kabul ediyoruz. Yani
yapacağımız bütün faaliyetlerde, bütün ilerleme ve kalkınma hamlelerinde
yapacağımız bütün işlerin millî ruhumuza ve millî geleneklerinize uygun olması
esasını kabul ediyoruz. Gelişmecilik ilkesiyle kast ettiğimiz görüşün özeti
budur.
Teknikçilik
Bugün dünya atom, nükleer ve uzay çağına girmiş
bulunmaktadır. İnsanlığın hayatında endüstri, makine ve önemli yeri almış
bulunmaktadır. Türk milletinin 300 yıla varan bir dönem içinde uğramış olduğu
yenilgiler ve karşılaşmış olduğu felâketler, acılar, gelişen makine gücünün
endüstri gücünün karşısında Türk milletinin kol gücüyle, hayvan gücüyle yalın
bir durumda kalmış olmasıdır. Bugün bir toplumun güçlü alması her şeyden önce
modern sanayi kuruluşu olmasına, teknikte ve endüstride en yüksek seviyeye
çıkmış bulunmasına bağlıdır. Yıllarca memleketimizde birtakım tartışmalar
olmuştur. Türkiye bir ziraat memleketi mi olmalıdır, ziraatını mı
geliştirmelidir, sanayileşmeye fazla yönelmemeli midir, yönelmeli midir? Gibi
tartışmalar ortaya atılmıştır. Modern bir toplum olmak, güçlü bir devlet, millet
hâline gelmek için Türkiye'nin en kısa zamanda dünyanın en ileri endüstri ülkesi
hâline gelmesi gerekmektedir.
Bu tarımın ihmal edileceği, tarımın terk edileceği
anlamına gelmez. Türk milleti endüstri sahibi bir toplum olmakla beraber
tarımını da modernleştirerek, tarıma da aynı derecede önem verecek ve modern bir
tarım kuracaktır. Esasen modern bir tarım kurmak da endüstrisiz mümkün değildir.
Bunun için; Türkiye tarıma yönelmelidir, bir tarım ülkesidir. Tarım üzerinde
çalışmalarını yoğunlaştırması daha doğru olur. Endüstri yönünden de tarımla
ilgili hafif endüstri kurmakla yetinmelidir, görüşü doğru bir görüş değildir.
Türkiye ağır endüstriye dayanan ve her çeşit fabrikaları, modern aletleri,
makineleri yapabilecek kapasitede bir endüstri sahibi olmak zorundadır. Bunun
için millî doktrin Dokuz Işık'ın içerisine ilimcilik ilkesi bulunmakla beraber
ayrıca bir endüstricilik, teknikçilik ilkesi de konulmuştur. Yaşadığımız çağ
teknik çağıdır. Bugün insanlar artık uzaya gitmektedirler, Ay’ı ziyaret
etmektedirler. Yarın diğer yıldızlara da gitmeleri şüphesiz mümkün olacaktır.
İleri milletlerin bu derecede teknik alanda, endüstri alanında atılım yaptıkları
bir çağda Türkiye'nin endüstri ve tekniği ihmal etmesi düşünülemez. Türkiye'nin
300 yıllık geçirdiğimiz son dönem içerisinde bir türlü kalkınamamış olmasının
önemli bir sebebi, ağır endüstriye ve teknikçiliğe gerekli önemi vermemiş
olmamız, bir an önce bunu Türkiye'de kurmak, geliştirmek için kuvvet
yoğunlaştırması, gayret yoğunlaştırması yapmamış olmamızdır. Türkiye ile ileri
milletler, ileri devletler arasındaki geri kalmışlık mesafesi 300 yıldır
küçülmemiştir, aksine büyümüştür. Bundan 100 sene önceki Türkiye ile 100 sene
önceki ileri Avrupa ülkesi İngiltere, Almanya veya Fransa arasındaki geri
kalmışlık mesafesi geçirdiğimiz 100 yıl içinde kapanmak şöyle dursun aksine
olarak daha büyümüştür. Bugün ileri milletler artık füzelerle uzaya çıkabilme
imkânını elde etmişlerdir. Türkiye ise hâlâ elektrik çağına girmek için
uğraşmaktadır.
İşte bütün bunları dikkate alarak Türk milletinin bir an
önce refaha kavuşması, mutlu olması ve her tehlikeye karşı kendi gücüyle ayakta
durabilecek bir hâle gelebilmesi için Türkiye'yi büyük bir seferberlik yaparak
en kısa zamanda en ileri bir endüstriye sahip kılmak ve teknikte en ileri bir
toplum haline getirmek başlıca amacımızı teşkil
etmektedir.
Bugün dünya atom ve füze çağından içeriye girmiştir.
Artık buhar çağı geride kalmıştır. Elektrik çağı da arkada kalmak üzeredir.
İnsanlık yeni bir çağa giriyor. Bu çağ atom ve füze çağıdır. Bu ne ile mümkün
olabilir? Teknikle mümkün olur ve bir de milletlerin endüstri sahibi, ağır
endüstri sahibi olmalarıyla mümkün olur. Endüstri de yine neye dayanır? Tekniğe
dayanır. O hâlde teknik sahada en ileriye gitmek, yükselmek ve büyük endüstri
sahibi olmak, kalkınmamız için, kurtuluşumuz için temel ilkelerimizden bir
diğeridir. Ana ilkelerimizi bu şekilde özetlediğimi zannediyorum. TÜRK MİLLETİNE
yararlı olabilmek için bu ilkelerin uygulanmasında YÜCE ALLAH’TAN bize güç ve
imkân vermesini dilerim.
Ancak bunu yaparken geçmişimize karşı hakaret ve onunla
olan bağlantıyı kesmeyi asla düşünmüyoruz. Çünkü millet devamlı olarak bir
akıştır. Onun hayatının herhangi bir yerden kesip, evvelkini silip çıkarmağa
imkân yoktur. Onun için gelişmecilikte devamlılığı esas kabul ediyoruz. Yani
yapacağımız bütün faaliyetlerde, bütün ilerleme ve kalkınma hamlelerinde
yapacağımız bütün işlerin millî ruhumuza ve millî geleneklerinize uygun olması
esasını kabul ediyoruz. Gelişmecilik ilkesiyle kast ettiğimiz görüşün özeti
budur.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cuma Ocak 04, 2013 10:45 pm tarafından naci9690
» Ahmet Şafak FuLL ALbümLeri
Salı Ara. 04, 2012 4:10 pm tarafından tayfurum_20
» BOZKURT İŞARETİNİN MUHTEVASI
Paz Ara. 28, 2008 8:13 pm tarafından elhamra2
» Bahçeli'den Gül'e gaflet uyarısı
Ptsi Eyl. 01, 2008 4:12 pm tarafından sefakan
» Ali Kınık - FuLL aLbümLeri
Ptsi Eyl. 01, 2008 11:03 am tarafından sefakan
» Ramazan'da nelere dikkat etmeliyiz?
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:25 am tarafından sefakan
» Oruç ve Ramazan'ın manası
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:23 am tarafından sefakan
» Haydi çocuklar teravih namazına!
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:03 am tarafından sefakan
» İslam dünyasında Ramazan sevinci
Ptsi Eyl. 01, 2008 10:02 am tarafından sefakan
» Ramazan öncesi gelen hidayet
Ptsi Eyl. 01, 2008 9:58 am tarafından sefakan